Tanrı Mucizeye Başvurur mu?

Tanrı mucizeye başvurur mu?

Neden-sonuç ilişkisi düzenli olan fizik yasalarına göre “mucize” mümkün değildir.

Mucize yoktur fakat evrende hala çözemediğimiz bazı olayların olduğu doğrudur. Çünkü insan zihni ve elimizdeki teknolojik imkanlar henüz o olayları çözebilecek yetkinlikte değildir.

Örneğin 1600’lü yıllarda Galilei’den önce insanlar, yüksekten bırakılan 1 kg demirin, 1 kg pamuktan daha kısa sürede yere düşeceğini sanıyordu. Ancak hava sürtünmesinin giderildiği vakum ortamında her iki nesnenin de aynı anda yere düştüğü deneyle kanıtlanmıştır.

Dokusu daha yoğun olan demir, normal koşullarda hava sürtünmesine daha az uğradığı için pamuktan daha kısa sürede yere düşmektedir bu da insanları şaşırtmaktadır.

Ya da insanlar, binlerce yıl boyunca dünyanın sabit durduğunu, güneşin onun etrafında döndüğünü sanmıştı. Fakat Kopernik bunun tersi olduğunu hesaplamalarla ispatlamıştır. Sonraki gözlem ve deneyler de bunu doğrulamıştır.

Yine Newton’nun mekanik yasasına göre bir nesnenin hızı ile bulunduğu yer aynı anda saptanabiliyordu fakat bunun atom altı parçacıklarda geçerli olmadığı 300 yıl sonra kanıtlanmıştır.

Yani, doğada mucize yoktur fakat henüz bilemediğimiz doğa olayları vardır.

Şimdi bazıları, tanrının varlığını kanıtlamak için “mucizeleri” örnek göstermektedirler. Hatta bazı şaklabanlar, şeyh ve şıhlarının depremi dualarla durdurduğunu, tsunami dalgalarını elleriyle öteye ittiklerini, saklı olan hazineyi bulduklarını vs ileri sürerek milyonlarca garibanı aldatmaktadırlar. Kuşkusuz bunların hepsi palavradır fakat ne yazık ki bunların tamamına veya birine inanan ve dolayısıyla masum inançları sömürülen milyonlarca saf veya akılsız insan vardır.

Kadiri mutlak olan bir tanrı, neden mucizeye başvursun ki? Eğer mucize dediğimiz olaylar, mantıkla açıklanamayan olaylarsa, tanrı neden mantıksız işlere başvursun ki?

İleride mantıkla açıklanabilecek fakat zihnimizin ve teknolojinin henüz yeterince gelişmediği günümüzde, açıklayamadığımız bazı olayları “mucize” olarak görmek ve hatta bunu tanrıya mal etmek, onun kadiri mutlak olan gücüyle alay etmek değil midir?

Evrenin nasıl meydana geldiğini henüz tam olarak kanıtlayamadık fakat buna ilişkin güçlü teorilerimiz var. Güneşin neden her sabah doğduğunu, doğada birçok şeyin nasıl işlediğini artık biliyoruz. Eskiden insanlar, bunların nedenini bilmedikleri için bunları mucize olarak görüyordu.

Her şeye gücü yeten ve “ol” dediğinde her şeyi var eden tanrı neden hem doğa yasalarını koyup hem de onların dışına çıkıp insanları mucizelerle şaşırtsın ki? Bunlar, inanan fakat bilgisiz insanları kandırmak için uydurulmuş açıklamalardır.

Kadiri mutlak olan tanrı, insanları neden şaşırtsın ki, o mantıklı açıklamalarla varlığını açık eder. Şaşırtmak, zekasını hinliğe yoran insanların başvuracağı bir oyundur.

Bir insanın döllenebilmesi için 100 milyon sperm salınıyor.

Neden?

Çünkü doğa, normal hayatta mucize olmadığı için işini sağlama bağlıyor. Çünkü dişi canlının az ve sayılı olan yumurtası mutlaka döllenebilsin diye 100 milyon adet sperm üreterek israfta bulunuyor. Yani işini bir bakıma sağlama alıyor. Eğer varsa bir tanrı, demek ki o da mucizeye başvurmuyor işini sağlama alıyor. Bizler, o 100 milyon spermden sadece biriyiz. Bizim meydana gelmemiz bir mucize mi? Tabii ki hayır, fakat birçok insan bunu mucize sayıyor.

Halbuki bizim, o 100 milyon spermden nasıl meydana geldiğimizi doğanın neden-sonuç ilişkisiyle açıklayabiliriz. Bazen 100 milyon spermden hiçbirinin dölleyemediği de olmuştur. Bunda da bir mucize yoktur, sadece olmamasının fiziki nedenleri vardır. Bu durumda ya erkek ya da kadın kısırdır veya çiftleşme günlerinde döllenmeyi engelleyen çok sayıda nedenlerden (doğum kontrol ilacı, psikoloji, brleşme ortamının olumsuzluğu, çeşitli hastalıklar vs) biri veya birkaçı meydana gelmiştir. Her şey, eğer gerçekleşme olasılığı 0’dan büyük, 1’den küçükse mümkündür. Gerçekleşmesi için sadece yeterince zaman ve fırsat verilmelidir.

Son yıllarda bazı felsefeciler, evrenin meydana gelişini, yıldızların doğuşunu, dünyanın varlığını, canlıların meydana gelişini mucizelerle veya tanrının eliyle açıklamaya çalışarak, güya bilimsel yöntemlere başvurmaktadırlar.

Bunların hiçbiri doğru değildir, hepsi fizik yasalarıyla açıklanabilen şeylerdir. Kuşkusuz bir insan tanrıya inanabilir ki buna hiç kimse bir şey diyemez fakat bilim ve mucize üzerinden tanrının varlığını kanıtlama çabası ve inancı, hem çocukçadır hem de bilgisiz kimselerin başvuracağı argümanlardır.

Comments (1)

  • Ali Kuruysays:

    Ocak 12, 2024 at 10:11 am

    evren insan icin algilardan ve yanilgilardan ibarettir. insanlik ruya aleminde yaratilmistir. bu sebeple asla evrenin baslangicini anlayamazlar cunku gercekte hic var olmamistir
    butun omur algilardan ibaret ve zihinde yasanmistir. zihin algilardan yorumlardan ibarettir dis dunya evren diye ayrim yoktur hersey butundur biz bir butunlugun icindeki yansimayiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir