
Asla Aynısı Değildir
Tarih bilimi belgecilik değildir ama belge olmadan yapılan tarihçilik de müneccimliktir. Tarih bilimi salt geçmişi bilme merakı da değildir, hayır o özellikle geleceği yeniden inşa edebilmek için başvurulan düşünsel bir etkinliktir.
Geçmişte yaşanmış bir olgu, gelecekte yeniden ve yeniden keşfedilirken, salt geçmişte kalan yeniden yorumlanmış olmaz aynı zamanda gelecek de yeniden düşünülmüş olur…
Bir süredir İslam felsefesi ve düşünürleri hakkında uykularımı kaçıracak derecede geceli gündüzlü bir araştırma içindeyim. Malumunuz… Aylardır paylaşımlarımdan da gördüğünüz gibi Dünyayı Değiştiren Düşünürler’in 5. cildine çalışıyorum. Türkiye’de İslam uygarlığı ve düşünürleri hakkında çalışmalar yok değil fakat yapılan işlerin ya hep tek taraflı ya da yeterince derin olmadığı kanaatindeyim. İslam uygarlığının birikimini ya İslamcılardan ya da tarihsel materyalist olmayan laik aydınlarımızdan yüzeysel bir şekilde öğrendik. Bu yüzden yaptığım çalışmanın hem kendi düşünsel gelişmem açısından hem de düşün dünyamız için önemli olduğunu düşünüyorum. Haftalardır yaptığım işin gerçek anlamını kafamda tartıp biçiyorum fakat bunu bir türlü en doğru kelimelerle ifade edemiyordum. Bu sabah Ernst Bloch imdadıma yetişti. Birçok kez olduğu gibi yine bu büyük düşünür yaptığım işin manasını en özlü bir biçimde kelimelerle önüme döktü.
“Asla Aynısı Değildir
Zekice olan her şey daha evvel yedi kez düşünülmüş olabilir. Ancak bu şey, başka bir zaman ve durumda yeniden düşünüldüğünde o şey artık o eski şey değildir. Sadece onu düşünen değil, üzerine düşünülen şey de bu arada değişmiştir. Zekice olan şey şimdi kendini yeniden yenilik olarak kanıtlamak zorundadır. Bu, özellikle Doğu’nun büyük düşünürlerinin şahsında önemli sonuçlara yol açmıştır. Onlar Yunan ışığını kurtardıkları gibi dönüşüme de uğratmışlardır.”
Ernst Bloch, Avicenna und die Aristotelische Linke (Kitabın Türkçesi de vardır ve Tanıl Bora’dan aldığım çeviriye kısmen müdahalede bulundum)

Bir yanıt yazın